Covid-19

Covid-19

 

Covid-19 (Pandemi) sürecinde sizlerin ve toplumun sağlığını önemsiyoruz. Bu kapsamda davul zurna ekiplerimiz gerekli tüm önlemleri alarak sizlere en güvenli hizmeti veriyoruz. Bakanlığımızın yayınladığı "Düğün Törenlerinde Uygulanacak Tedbirler" genelgesini aşağıda yayımlıyoruz.

 

Düğün Törenlerinde Uygulanacak Tedbirler

 
Yayınlanma Tarihi: 24.06.2020
Bakanlığımız 81 İl Valiliğine Düğün Törenlerinde Uygulanacak Tedbirler konulu genelge gönderdi. Genelge ile yeni tip koronavirüs salgınının görüldüğü andan itibaren, Sağlık Bakanlığı ve Koronavirüs Bilim Kurulunun önerileri, Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatları doğrultusunda salgının/bulaşmanın toplum sağlığı ve kamu düzeni açısından oluşturduğu riski yönetme, sosyal izolasyonu temin, mesafeyi koruma ve yayılım hızını kontrol altında tutmak amacıyla birçok tedbir kararı alınarak uygulamaya geçirildiği hatırlatıldı.

Alınan tedbirler sonucunda virüsün yayılma ve bulaşma hızının azalması, vaka artış hızının düşüşe geçmesi yönünde kaydedilen olumlu gelişmeler doğrultusunda kontrollü normalleşme sürecine geçilmesi üzerine Cumhurbaşkanımız Sn. Erdoğan başkanlığında 09 Haziran’da gerçekleştirilen Kabine Toplantısı’nda Koronavirüs Bilim Kurulunun önerileri doğrultusunda düğün salonlarının 1 Temmuz 2020 tarihinden itibaren belirlenen kurallara uygun şekilde hizmet vermeye başlayabilecekleri kararı alındığı ifade edildi.  

Bu kapsamda düğün törenleri için kullanılacak mekânların faaliyetlerine izin veren mevzuat hükümleri ile iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin tedbirlere ilave olarak alınan tedbirler şu şekilde sırlandı: 


Genel Esaslar 

1. Düğünler, bulaşma riskini azaltmak amacıyla mümkün oldukça açık havada yapılacak ve süre kısa tutulacak.  

2. Düğünlerin yapılacağı mekânların işletmecileri/sorumluları tarafından genel kullanım alanlarına ve oturma düzenine ilişkin mesafe planı hazırlanacak. Düğün mekânının misafir kapasitesi mesafe planına göre belirlenecek. Bu kapasiteye uygun sayıda misafir kabul edilecek ve kapasite bilgisi düğün mekânının girişinde görülebilir bir yere asılacak. Hazırlanan plan çerçevesinde mekânın girişlerinde ve sıra oluşabilecek her noktada mesafeyi sağlamaya yardımcı yer işaretlemeleri yapılacak. 

3. Temizlik, maske ve mesafe kuralları ile uyulması gereken diğer kurallara ilişkin bilgilendirme afişleri düğün yapılacak mekânların girişlerine ve içerisinde uygun yerlere asılacak. 

4. Misafirlerin girişlerde mutlaka ateş ölçümleri yapılacak. 38 C’den yüksek olan kişilerin en yakın sağlık kuruluşuna yönlendirilmesi sağlanacak.  Ateş ölçen personel/sorumlu tıbbi maske ve yüz koruyucu kullanacak. 

5. Düğün mekânlarının girişlerinde ve ortak kullanım alanlarında (ana salon, bina girişi,  kantin/kafeterya, lavabolar vb.) el antiseptiği veya dezenfektan bulundurulacak. Teması mümkün olduğunca azaltabilmek için bunların mümkünse fotoselli olmaları ve misafirlerin ellerini dezenfektan/el antiseptiği ile temizlemelerinden sonra içeri girişleri sağlanacak.  

6. Her masada yeterli sayıda en az %70 alkol içeren kolonya veya el antiseptiği bulundurulacak. 

7. Düğün yapılacak mekânlara maske takılarak girilecek, işletme sahiplerince girişlerde yeterli miktarda maske bulundurulacak. Maskesiz misafirlere girişte maske dağıtılacak. Ayrıca maskelerin düğün sürecinde de takılması (gelin, damat, nikâh memuru ve şahitler dâhil olmak üzere) sağlanacak. 

8. Gelin ve damadın bekleme odaları gibi alanlar için mümkünse doğal havalandırması olan (pencereli) odalar tercih edilecek. 

9. Düğün esnasında veya akabinde yemek ikramı olması durumunda 30 Mayıs tarihinde valiliklere gönderilen genelge hükümlerine ve Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan COVID-19 kapsamında Restoran, Lokanta, Kafe, Pastane, Börekçi, Tatlıcı ve İçerisinde Yeme-İçme Hizmeti Sunan İşletmelerde Alınması Gereken Önlemlere uyulacak.  

10. Misafirlerin oturma düzeni masalar arası en az 1,5 metre, sandalyeler arası 60 cm olacak şekilde düzenlenecek.  

11. Mesafe ve oturma düzeni kuralları, aynı evde oturan çekirdek aileden olan misafir grubu için uygulanmayacak. 

12. Düğünlerde karşılama, uğurlama ve takı merasiminde tokalaşma ya da kucaklama/sarılma yapılmayacak,  mesafe korunacak. 

13. Takı merasimi, hediyelerin düğün mekânının uygun bir yerinde bulundurulacak sandık vb. bir toplama kutusuna konulması şeklinde yapılacak. 

14. Toplu fotoğraf çekimleri yapılmayacak. Fotoğraf çekimi ve pasta kesimi esnasında gelin ve damat hariç mesafe kurallarına uyulacak. Ancak maske kullanmak ve mesafe kuralına uymak kaydıyla misafirler gelin ve damatla bireysel fotoğraf çekimi yapabilecek. 

15. Bu Genelge kapsamında düğün yapılacak mekânlarda, kişiler arasında temasa neden olabilecek ya da mesafe kuralına aykırılık oluşturulacak oyun, dans, halay ya da gösteri yapılmayacak (gelin ve damat hariç). Sadece misafirlerin dinlemesine yönelik müzik yayını (canlı müzik dâhil) yapılabilecek.  
16. Düğün mekânlarında bulunan mescitler 22 Mayıs  tarihli genelge hükümlerine uygun olarak kullanıma açılabilecek.  

17. Düğün mekânlarında bulunan kantin/kafeteryalarda temizlik, maske kullanımı ve mesafenin korunması ile ilgili tedbirlere uyulacak, buralarda tek kullanımlık bardak, tabak vb. malzemeler kullanılacak. Bu hizmetlerin sunumu sırasında Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan COVID-19 Kapsamında Büfe, Kantin ve Bayilerde Alınması Gereken Önlemlere uyulacak. 

18. Genel kullanım alanlarına atık kutuları konulacak, bu kutuların sadece maske, eldiven gibi malzemeler için kullanılacağı belirtilecek ve bu atıklar imha edilirken diğer atıklarla birleştirilmeyecek. 

19. Davetlileri düğün yapılacak mekânlara taşıyacak otobüs/minibüslerde Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan COVID-19 Kapsamında Personel Servis Araçlarıyla İlgili Alınması Gereken Önlemlere uyulacak. 

20. Park hizmetinin verilmesi halinde araçta temas edilen her nokta (kapı kolu, direksiyon, vites vb.) temizlendikten sonra araç misafire teslim edilecek. 

21. Asansörlerin kullanımı sınırlandırılacak, kapasitesinin üçte biri sayıda kişinin binmesine izin verilecek ve bu sayı asansör girişinde belirtilecek. Asansör içerisinde mesafeyi korumak amacıyla kişilerin durması gereken alanlar, aralarında en az 1 metre mesafe olacak şekilde yer işaretleriyle belirlenecek. 
 

A) Düğün Yapılacak Mekânlar 


1. Kapalı Alanlarda Yapılacak Düğünler; 
  • Kapalı alanlarda yapılacak düğünlerde mekânın sağlıklı havalandırılması için iki düğün arasında en az 1 saatlik zaman bırakılacak. Bu süre zarfında şartlara göre kapı/pencere açılarak veya merkezi sistemlerle doğal hava sirkülasyonu sağlanacak. 
  • Düğün yapılacak kapalı mekânlarda bulunan çocuk oyun alanları kullanılmayacak.  

2. Açık/Kır/Bahçe vb. Yerlerde Yapılacak Düğünler; 

Açık mekânlarda bulunan çocuk oyun alanlarındaki sık dokunulan yüzeylerin temizlik ve dezenfeksiyonu sağlanacak. Ulaşılabilir alanlarda el antiseptiği bulundurulacak. Koronavirüs (COVID-19) bulaşma riskini artıracağı için                      1 metreden yakın temas gerektiren aktiviteler yapılmayacak. 

3. Köy/Sokak Düğünleri; 
  • Düğün sahiplerine düğün yapılacağına dair bildirimde bulunurken bu Genelge hükümleri tebliğ edilecek.  Aynı zamanda düğün sahiplerinden Genelge hükümlerine uyulacağına ilişkin taahhütname alınacak.  
  • Yemek verilmesi durumunda tek kullanımlık malzemeler (çatal, kaşık, tabak vb.) tercih edilecektir. 

 

B) Düğün Esnasında veya Akabinde Kokteyl vb. Etkinlik Olması 

1. Kokteyl vb. masaları arası en az 1,5 metre olacak şekilde düzenlenecek.  

2. Her masada yeterli sayıda en az %70 alkol içeren kolonya veya el antiseptiği bulundurulacak. 

3. “Açık Büfe” uygulanması durumunda, büfede bulunan yiyeceklerin misafirler tarafından alınmasını ve misafirlerin yiyeceklerle temas kurmalarını engelleyici bir cam siperlik bulundurulacak. İstenen yiyeceklerin önlemler dâhilinde bir görevli tarafından misafirlere verilmesi sağlanacak.   

4. Ortak kullanımda olan çay/kahve makinası, sebil, içecek makinası ve benzeri cihazların personel vasıtasıyla kullanımına müsaade edilecek. 


 

C) Ortam Temizliği, Dezenfeksiyonu ve Havalandırması 

1. Düğün mekânlarının temizliği günlük olarak yapılacak ve bu mekânlar düzenli olarak havalandırılacak. 

2. Düğün mekânlarının temizliğinde özellikle sık dokunulan yüzeylerin temizliğine azami düzeyde dikkat edilecek. 

3. Temizlik yapan personel tıbbi maske ve eldiven kullanacak. 

4. Genel tuvaletlerin giriş kapısı mümkünse otomatik kapı sistemi olarak düzenlenecek, düzenlenememesi halinde uygun şekilde paravan konularak giriş kapıları açık tutulacak. Ayrıca tuvaletlerde devamlı sıvı sabun, tuvalet kâğıdı, kâğıt havlu ve çöp kutusu bulundurulacak ve teması mümkün olduğunca azaltabilmek için muslukların, sıvı sabun ünitelerinin mümkünse fotoselli olmaları sağlanacak. El kurutma cihazlarının kullanımına izin verilmeyecek. 

5. Merkezi havalandırma sistemleri bulunan alanların havalandırması doğal hava sirkülasyonunu sağlayacak şekilde düzenlenecek, kapı ve pencereler açık bırakılarak doğal havalandırma sağlanacak ve havalandırma sistemlerinin kullanımı ile ilgili olarak Sağlık Bakanlığının İklimlendirme Rehberinde belirtilen kurallara uyulacak. 


D) Düğün Yapılacak Mekânlarda Görevli Personele Yönelik Önlemler  

1. Personelin COVID-19’un bulaşma yolları ve korunma önlemleri hususunda bilgilenmesi sağlanacak. 

2. Personel girişinde, el dezenfeksiyonu veya antiseptiği bulundurulacak.  

3. Personelin giriş/çıkışlarında vücut ısısı ölçümleri termal sensörlerle ya da temassız ateş ölçerlerle yapılacak ve bu veriler günlük olarak kayıt altına alınacak ve asgari 14 gün süreyle saklanacak. Ayrıca personelin birlikte yaşadığı kişilerin de koronavirüs (COVID-19) açısından izlenebilmesi için personelden bu kapsamda bilgi alınacak. 

4. Ateş, öksürük, burun akıntısı, solunum sıkıntısı belirtileri olan/gelişen çalışanlar tıbbi maske takılarak COVID-19 yönünden değerlendirilmek üzere sağlık kurumuna yönlendirilecek. 

5. Düğün mekanlarında çalışan personel için yeterli miktarda koruyucu ekipman bulundurulacak. Tüm personel, çalışma esnasında çalışma alanının gerektirdiği tıbbi/bez maske, yüz koruyucu şeffaf siperlik vb. kişisel koruyucu ekipmanı kullanacak (Maske nemlendikçe ya da kirlendikçe değiştirilecek, yeni maskenin takılması esnasında ise el temizliğine özen gösterilecektir.). 

6. Personel kıyafetlerinin günlük temizliği ve hijyeni sağlanacak. 

7. Personel, el hijyenine dikkat etmesi konusunda sürekli uyarılacak. (El hijyenini sağlamak için ellerin en az 20 saniye boyunca su ve sabunla yıkanacağı, su ve sabunun olmadığı durumlarda alkol bazlı el antiseptiğinin kullanılacağı hususu esas alınacaktır.) 

8. Düğün mekânlarında görevli personelin tuvalet, dinlenme, ortak yemek ve sosyal alanları mesafe koşullarına göre düzenlenerek (bu konuda gerekirse yer işaretlemeleri, şerit, bariyer vb. düzenlemeler yapılacak) bu alanların kapasitesi belirlenecek ve belirlenen kapasiteye uygun olacak şekilde personelce kullanımına müsaade edilecek. Bu alanların temizliği ve kurallara uygun şekilde dezenfeksiyonu düzenli olarak sağlanacak. Ayrıca buralarda alkol bazlı el antiseptiği/dezenfektanı bulundurulacak. 

9. Personel, kendisinde veya birlikte yaşadığı kişilerde Koronavirüs (COVID-19) semptomlarını görmesi halinde bu durumu vakit kaybetmeksizin işletme yöneticisine bildirecek. 
10. Düğün mekânının yönetimi tarafından personele belirli periyotlar halinde ve herha
ngi bir şüpheli durumun varlığı (yüksek ateş, öksürme, nefes daralması, koku alma duyusunda kayıp, halsizlik vb.) halinde Koronavirüs (COVID-19) testi yaptırılacak. Sonuçlar kayıt altına alınarak muhafaza edilecek, test sonucu pozitif çıkan ya da test sonucu pozitif biriyle temaslı olması nedeniyle takibe giren, test sonucu pozitif olup iyileşen ancak son negatif test sonucundan itibaren 14 günlük takip süresi geçmeyen ve kendisi veya birlikte yaşadığı kişinin şüpheli durumda olması nedeniyle test yaptırılan personelin test sonucu alınana kadar çalışmasına kesinlikle müsaade edilmeyecek. 


E) Diğer Hususlar 

Nişan, gelin alma, kına, sünnet düğünü vb. etkinliklerde de yukarıda belirtilen kural ve esaslara uygun hareket edilmesi sağlanacak. 
 
Bu kapsamda; valilik ve kaymakamlıklarca düğün yapılacak mekânların faaliyetlerini yukarıda belirtilen kurallara göre sürdürmeleri için Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu, ilgili Bakanlıklar ile yetkili kamu kurum ve kuruluşlarının yaptığı/yapacağı tüm düzenlemeler takip edilecek. Uygulamanın gözden geçirilerek gerekli hallerde güncellenmesi ve Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 27 ve 72’nci maddeleri uyarınca gerekli kararlar alınacak. Tedbirlere uymayanlarla ilgili Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 282’nci maddesi gereğince idari para cezası verilecek. Aykırılığın durumuna göre Kanunun ilgili maddeleri gereğince işlem yapılması, konusu suç teşkil eden davranışlara ilişkin Türk Ceza Kanununun 195’inci maddesi kapsamında gerekli adli işlemler başlatılacak.
Covid-19 Ankara Davul Zurna | Baki Ögrük | 0538 303 58 54

ANKARA DAVUL ZURNA KİRALAMA

DÜĞÜN DAVUL ZURNA
DÜĞÜN DAVUL ZURNA TEL: 0538 303 58 54 - DAVULCU ZURNACI ANKARA - DAVUL ZURNA EKİBİ
Ankara düğünlerinde davul zurna kiralanması yaygın bir adettir. Ankara’da genellikle düğünler düğün salonunda yapılmaktadır. Düğün salonlarının gelin damadın salona girişi, ilk dans, konukların dansı, sanatçı çıkışı, saz ekibi çıkışı ve oyun havaları şeklinde klasik bir programı vardır. Düğün sahipleri ayrıca davul zurna kiraladığında düğün salonunda programdan sorumlu kişi sanatçı ve saz ekibinden sonra takı merasimine kadar davul zurnanın sahne almasını sağlayacaktır. Takı törenine kadar düğünde davul zurna ekibi gelin damat ve konukları davul zurna ile çaldıkları halaylar ve oyun havaları eşliğinde eğlendirecektir. Daha sonra takı töreninden sonra düğün sahipleri davul zurna ile devam etmek isterlerse düğün sonuna kadar davul zurna ile halay ve oyun havaları eşliğinde eğlenmelerine devam edecektir. Düğünde davulcu ve zurnacı ile düğün salonunun sahnesinde yapılan davul zurna müziğinin Ankara düğünlerinde farklı bir yeri vardır. Zira orkestra içerisindeki org ile çalınan halay havaları canlı davul zurna müziğinin tadını verememekte ve konukları eğlendirememektedir. Ankara davul zurna ekibi davulcu zurnacı kiralama telefonu olan 0538 303 58 54 numaralı telefondan aranarak davul zurna kiralama rezervasyonu yaptırılır. Önemli Not: Covid-19 (Pandemi) sürecinde sizlerin ve toplumun sağlığını önemsiyoruz. Bu kapsamda davul zurna ekiplerimiz gerekli tüm önlemleri alarak sizlere en güvenli hizmeti veriyoruz. YETKİLİ : BAKİ ÖGRÜK TELEFON: 0538 303 58 54
NİŞAN DAVUL ZURNA
NİŞAN DAVUL ZURNA Tel: 0538 303 58 54 - DAVULCU ZURNACI ANKARA - DAVUL ZURNA EKİBİ
Nişanlarınız da, eğlencenize, mutluluğunuza, sevincinize katkı sağlayacak en önemli unsurlardan biri de davul zurna çalma ekibidir. Nişan ve diğer organizasyonlarınızın en güzel şekiller de olmasını istiyorsanız, ekibimize ulaşmanız yeterli olacaktır. Nişanınız varsa ve kaliteli, güvenilir bir ekip ile beraber çalışmak istiyorsanız bizleri aramanız yeterli olacaktır. Güzel anılar biriktireceğiniz, hayatınız da bir defa yaşayacağınız ve seneler sonrasın da çocuklarınıza, torunlarınıza anlatacağınız, izleteceğiniz bu özel günü hatırladıkça mutlu olmanız için hizmet veriyoruz. Nişanınız, eşiniz ile hayatınızı birleştireceğiniz o özel günün dört dörtlük geçmesini herkes ister ve bunun için uğraşır, çaba gösterir. Ankara davul zurna ekibimiz  ile geleneklerimizden yine bir kültürümüz olan nişan da çalgılı çengili olur. Davul ve zurna ile birleşen nişan törenlerimiz, başından sonuna kadar eğlenerek geçer. Nişan da erkek tarafı kıza bilezik takar. Takılacak bileziğin sayısı ise aileler arasın da verilen karara ve ailelerin durumuna göre değişiklik gösterir. Nişan sözden sonra ki kınadan önceki aşamadır. Kızın nişan bohçası nişandan önce, erkeğin nişan bohçası ise nişandan sonra götürülür. Kızın nişan kurdelesini dayı, amca gibi bir büyüğü keser. Kızın alyansını erkek, erkeğin alyansını da kız alır. Bu durum bütün yörelerde aynı olmaktadır. Bir çok yörede de kız nişan alışverişine çıkartılır. Bazı yörelerde ise kız hem nişan alışverişine hem de düğün alışverişine çıkartılır. Günümüz de artık sözler de tektaş yüzük takılırken nişanda alyans yüzükler takılır. Önemli Not: Covid-19 (Pandemi) sürecinde sizlerin ve toplumun sağlığını önemsiyoruz. Bu kapsamda davul zurna ekiplerimiz gerekli tüm önlemleri alarak sizlere en güvenli hizmeti veriyoruz. YETKİLİ : BAKİ ÖGRÜK TELEFON: 0538 303 58 54
KINA DAVUL ZURNA
KINA DAVUL ZURNA TEL: 0538 303 58 54 - DAVULCU ZURNACI ANKARA - DAVUL ZURNA EKİBİ
Ankara’da düğün öncesi genellikle bayanlar arasında kına gecesi yapılması Ülkemizin diğer illerinde olduğu gibi aygın geleneklerimiz arasındadır. Kına geceleri genelikle kız evinde, kız evinin bahcesinde yada kına gecesine uygun salonlarda yapılmaktadır. Kına eğlencesi için orglu müzik ekibinin yanında davul zurna kiralanması da yaygındır. Davul zurna ekibi kına gecelerinde konukları halaylar ver oyun havaları eşliğinde gece boyunca eğlendirmektedir. Kına gecesinde gelin ve konuklar tarafından istenen ezgiler, halaylar, oyun havaları, kına yakılırken çalınan müzikleri Ankara davul zurna ekibi kına gecesi sürdüğü sürece çalarak eğlendirmektedir. Kına gecesinin atmosferine uygun olarak davul zurna ekibi de geleneksel folklor kıyafeti giyerek davul zurna çalmaktadır. Ankara davul zurna ekibi davulcu zurnacı kiralama telefonu olan 0538 303 58 54 numaralı telefondan arayıp davul zurna kiralama rezervasyonu yaptırınız. Önemli Not: Covid-19 (Pandemi) sürecinde sizlerin ve toplumun sağlığını önemsiyoruz. Bu kapsamda davul zurna ekiplerimiz gerekli tüm önlemleri alarak sizlere en güvenli hizmeti veriyoruz. YETKİLİ : BAKİ ÖGRÜK TELEFON: 0538 303 58 54
GELİN ÇIKARMA DAVUL ZURNA
GELİN ÇIKARMA DAVUL ZURNA Tel: 0538 303 58 54 - DAVULCU ZURNACI ANKARA - DAVUL ZURNA EKİBİ
Ankara Gelin Alma ve Evden Gelin Çıkarma Davul Zurna ekibi kiralama : 0538 303 58 54 Ankara davul zurna ekibi davulcu zurnacı kiralama telefonu olan 0538 303 58 54 numaralı telefondan aranarak davul zurna kiralama rezervasyonu yaptırılır. Davul zurna kiralanırken gelin çıkarma yapılacak olan tarih saat ve açık adres davulcuya bildirilerek davul zurna kiralama rezervasyonu yaptırılır. Ayrıca gelin alma merasiminin ne kadar süreceğinin ne net olarak davul zurna ekibine bildirilmesi önemlidir. Rezervasyonu ajandasına kayıt eden davul zurna ekibi gelin çıkarma yapılacak olan tarih geldiğinde trafiği de göz önüne alarak kendi aracı ile erkenden yola çıkar. Davul zurna ekibi yöresel kıyafetler giyerek davul zurna çalmaktadır. Bu nedenle davulcu ve zurnacı geleneksel kıyafetleri ile Ankara ve tüm ilçelerine davul zurna kiralama hizmeti vermektedir. Davul zurna ekibi gelin çıkarma yapılacak adrese düğün sahipleri tarafından verilen saatten 15 dk öncesinde gelerek hazır bulunur. Önceden anlaşma sağlanan davul zurna ekibi erkek evine gelir. Konvoy ile kız evine gelin almaya gidilir. Gelin konvoyu kız evine geldiğinde davul zurna kız evinin kapısının önünde çalmaya başlar. Gelin inene kadar davul zurna çalar. Gelin evden damat ile birlikte inerken davul zurna onlara eşlik eder. Kapı önünde gelin damat ve yakınlar oynamak isterse davul zurna oyun havaları çalar. Daha sonra davul zurna gelin damat gelin arabasına binene kadar onlara eşlik eder. Önemli Not: Covid-19 (Pandemi) sürecinde sizlerin ve toplumun sağlığını önemsiyoruz. Bu kapsamda davul zurna ekiplerimiz gerekli tüm önlemleri alarak sizlere en güvenli hizmeti veriyoruz. YETKİLİ : BAKİ ÖGRÜK TELEFON: 0538 303 58 54
SÜNNET DAVUL ZURNA
SÜNNET DAVUL ZURNA TEL: 0538 303 58 54 - DAVULCU ZURNACI ANKARA - DAVUL ZURNA EKİBİ
Ankara davul zurna ekibi sünnet düğünlerinizde, eğlencenize, mutluluğunuza, sevincinize katkı sağlayacak en önemli unsurlardan biri de davul zurna çalma ekibidir. Ankara Sünnet Düğünü ve diğer organizasyonlarınızın en güzel şekiller de olmasını istiyorsanız, ekibimize ulaşmanız yeterli olacaktır. Sünnet Düğününüz varsa ve kaliteli, güvenilir bir ekip ile beraber çalışmak istiyorsanız bizleri aramanız yeterli olacaktır. Güzel anılar biriktireceğiniz, hayatınız da bir defa yaşayacağınız ve seneler sonrasın da çocuklarınıza, torunlarınıza anlatacağınız, izleteceğiniz bu özel günü hatırladıkça mutlu olmanız için hizmet veriyoruz. Sünnet Düğününüz, çocuğunuzun asla unutmayacağı o özel günün dört dörtlük geçmesini herkes ister ve bunun için uğraşır, yorulur, çaba gösterir. Sünnet düğünlerin de genelde mevlüt okutulur. Ve bir çok aile sünnet düğününden bir gün önce mevlüt okutup yemek dağıtmakta ve ardından sonraki gün ise bir mekan tutarak eğlenceli bir sünnet düğünü yapmaktadır. Sazlı sözlü eğlence olarak da olan sünnet düğünlerin de daha çok davul zurna tercih edilmektedir. Salonun içerisine konvoy eşliğinde girilir. Sünnet arabası sünnete uygun bir şekilde “Maşallah Azıcık Ucundan” gibi etiketler ile süslenir. Oğlunuzun davullu zurnalı ilk düğünü sünnet düğünü olsun. Sünnet düğünlerinin önemi bir çok aile için artmıştır. Aileler kamera çekiminden, sünnet albümüne kadar her detayı düşünmektedir sünnet düğünleri bu şekilde incelikle organize edilmekte olup, davul zurna eşliğinde oyunlar oynanmaktadır. Çocuğunuzun ilk davullu zurnalı olacak düğünü asla unutulmayacak şekilde organize edilmeli. Önemli Not: Covid-19 (Pandemi) sürecinde sizlerin ve toplumun sağlığını önemsiyoruz. Bu kapsamda davul zurna ekiplerimiz gerekli tüm önlemleri alarak sizlere en güvenli hizmeti veriyoruz. YETKİLİ : BAKİ ÖGRÜK TELEFON: 0538 303 58 54
ASKER UĞURLAMA DAVUL ZURNA
ASKER UĞURLAMA DAVUL ZURNA TEL: 0538 303 58 54 - DAVULCU ZURNACI ANKARA - DAVUL ZURNA EKİBİ
Asker Uğurlamada, eğlencenize, mutluluğunuza, sevincinize katkı sağlayacak en önemli unsurlardan biri de davul zurna çalma ekibidir. Asker Uğurlama ve diğer organizasyonlarınızın en güzel şekiller de olmasını istiyorsanız, ekibimize ulaşmanız yeterli olacaktır. Asker Uğurlamanız varsa ve kaliteli, güvenilir bir ekip ile beraber çalışmak istiyorsanız bizleri aramanız yeterli olacaktır. Güzel anılar biriktireceğiniz, hayatınız da bir defa yaşayacağınız ve seneler sonrasın da çocuklarınıza, torunlarınıza anlatacağınız, izleteceğiniz bu özel günü hatırladıkça mutlu olmanız için hizmet veriyoruz. Asker Uğurlama, oğlunuzun asla unutmayacağı o özel günün dört dörtlük geçmesini herkes ister ve bunun için uğraşır, çaba gösterir. Bizim topraklarımız da Asker uğurlama törenleri sevincin ve hüznün bir arada yaşandığı güzide törenlerden biridir. Bu törenler de asker uğurlama şarkıları çalınır, asker uğurlama uygulamaları farklıdır. Davul ve zurna eşliğinde ilk önce askere düzenlenen kına gecesinde ardından uğurlama töreninde eğlence verilir. Askerimize uygulanan kına gecesi çalgılı çengili, davullu zurnalı, memleket türküleri, asker türküleri ile geçmektedir. Asker uğurlamaları ülkemizden başka hiç bir millette, dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir uygulamadır. Sevinç, gurur, üzüntü, ayrılık acısı, gözyaşı, eğlence kısacası her duyguyu bir arada yaşatan bir gecedir. Askere sadece Türkiye’de kına yakılır. Sadece Türkiye’de tören verilir gecesi düzenlenir ve davullar zurnalar İstiklal Marşı eşliğinde uğurlanır. Asker konvoyu bayraklar ile süslenir. Görsel anlam da herkesin duygularını okşayan bir görüntüsü vardır. Önemli Not: Covid-19 (Pandemi) sürecinde sizlerin ve toplumun sağlığını önemsiyoruz. Bu kapsamda davul zurna ekiplerimiz gerekli tüm önlemleri alarak sizlere en güvenli hizmeti veriyoruz. YETKİLİ : BAKİ ÖGRÜK TELEFON: 0538 303 58 54
FESTİVAL DAVUL ZURNA
FESTİVAL DAVUL ZURNA TEL: 0538 303 58 54 - DAVULCU ZURNACI ANKARA - DAVUL ZURNA EKİBİ
Ankara Üniversitelerinde bahar aylarında yapılan bahar şenliklerinde davul zurna kiralanması oldukça yaygındır. Üniversiteden mezun olacak olan gençler ve yılı bitirip bir üst sınıfa geçen üniversiteliler bahar şenliklerinde doyasıya eğlenerek yaza merhaba derler. Yoğun okul temposunun stresini bahar şenliklerinde eğlenerek üzerilerinden atarlar. Önemli Not: Covid-19 (Pandemi) sürecinde sizlerin ve toplumun sağlığını önemsiyoruz. Bu kapsamda davul zurna ekiplerimiz gerekli tüm önlemleri alarak sizlere en güvenli hizmeti veriyoruz. YETKİLİ : BAKİ ÖGRÜK TELEFON: 0538 303 58 54

Davulun tarihçesi

       Davulun başka adları; köbürge, küvgür, tuğ, tavul, tabıl (babl)dır. Davul çalanlara davulçu, tabilzen, tabbal gibi adlar verilirdi. Davul, Türklerin kullandığı en eski musiki aletlerindendir. VIII yüzyılda köbürge, daha sonraları tuğ ve XI yüzyılda küvrüğ adını almıştır.

        Davul, silindir biçiminde olup tahta veya madeni kasnağın iki yanına gerilmiş derilerin bağlanmasından meydana gelir. Omuza asılacak kaytanı ile vurulmasında kullanılan tokmak ve ince değnekten ibarettir. Mehterde ve halk arasında çalınan davullar, bu şekilde tokmak ve değnekle çalınır. Bando ve boru–trampet takımlarında kullanılan davullar ise değneksiz olarak yalnız ön tarafına tokmakla vurularak çalınır.

        Davul, çok uzaklardan duyulabilecek bir ses gücüne sahiptir. Uzakta çalan bir takımın yaklaştınça ilk duyulan sazı davuldur. Davul, mehterhanelerde ritmleri en iyi vurabilen bir sazdır. Ses gücü ve ritmleri iyi belirtmesinden dolayı insanın taşıdığı en güclü sazlardan biridir.

        Davulun, müzikte kullanılmasından başka, haber aracı olarak çeşitli işlerde kullandığı zamanlar olmuştur. Yalnız başına ilan ve haber verme işlerinde, bekar odalarında, hanlarda, şehirlerde, akşam kapilar kapanırken, yanqın haberinde, fetih haberinde, savaşta dağılmış askeri bir araya toplamakta, divar kuruluna haber vermek işlerinde, askeri saf düzeni alınmasını işaret etmekte ve kale kuşatmalarında düşman tağımlarının yerini bulmakta kullanılmış olduğu bilinmektedir.


        Çeşitli işlerde kullanılan davulun aldığı görevler:

        Tabl-ı beşaret,
        Tabl-ı asayış,
        Tablmı cenk veya saf,
        Tabl-ı cenk-i harbi,
        Tabl-ı derbent,
        Tabl-ı orduğah nöbetleri,
        Tabl-ı yangın haberleri,
        Tabl-ı lağım bulma.

        Tabl-ı Beşaret

        Bir kale fethedildiği zaman çalınan davula verilen isimdir. Fetihler, fatihleri olan hükümdarlar tarafından fetihname veya beşaretname denilen mektuplarla komşu hükümetlere ve yurt içindeki şehirlere bildirilirdi. Fetih haberi alan şehirlerde, kalelerde fetih şenlikleri yapılırdı. Tabmı beşaret denilen davul çalınması da bu anlamdadır. Mısır seferinde Tumanbay ele geçirildiği zaman Yavuz Sultan Selimin huzuruna “tabl-ı beşaret” gümbürtüleri ve top gürültüleri arasında törenle çıkarılmıştı.

       Tabl-ı Asayış

        Savaşta gece bastırınca askerin dağılarak birbirinden ayrı düşmemesi için çalınan bir ritmdir. Asayiş davulu çalındıktan sonra çarpışmaya son verilir, herkes olduğu yerde kalır ve etrafa karakollar kurularak sabah olması beklenirdi.

       Tabl-ı Cenk veya Saf

        Savaşın başladığı anı belirlemek için çalınan davul tarafından yapılan bir çalış biçimidir. Bazen köşün (kös, tek derili olup madeni büyük bir kase üzerine gerilen deve ve benzeri hayvan derileriyle kaplı, iri bir çift tokmağı olan büyük duvallara denir.) katılmasıyla da çalındığı olurdu. Saf vuruşu çalındığında asker, bir çeşit savaş düzeni olan saf oluşturur ve bu şekilde savaşa girilirdi. Bundan böyle, XVI yüzyılın sonlarına kadar savaşlarda saf oluşturularak davulların ve köslerin saf usulü vurması devam etmiştir.

        1402de ankara Savaşında Sultan Yıldırım Beyazıt, Timura karşı savaşa başlarken saf çalınıyordu: “Sultan Beyazıt sancakları çözdürdü. Kösler çalındı, saf–ber–saf bağlandı”.

        Fatih Sultan Mehmet, Kara Buğdan kazasında, “Padişah buyurdu: Hey gaziler ne durursunuz, qayret-i islamdır. Ve illa saf saf olup alaylar bağlansın” dedi.

       Tabl-ı Cenk-i Harbi

        Biten savaştan sonra divan toplantısını haber vermek için çalınan davullara tabl-ı cenk-i harbi denir. 1456da Varnada, baskıncı Kazaklar yenilgiye uğradıktan sonra cenk-i harbi davulları ile divan kurulmuştu. “Bade Paşanın seraperdesi gelüp cümle orduyu islam tınab tınabe çataçet kurulup, cenk-i harbi tabılları döğdürüp divan-ı padişahi oldukta” ifadeleri kayıtta mevcuttur.

       Tabl-ı Derbend

       XVII yüzyılda kervansaraylarda, hanlarda ve bekar odalarında ve şehir kapılarında, yatsıdan sonra kapılar kapanacağından kimsenin içeri alınmaması veya dişarı çıkarılmaması veya dişarı çıkarılmaması için verilen işaret üzerine çalınan davullardır. Bu yüzyılda Malatyada bekar odalarında, Rumelide sınır kalelerinde, Tatvanda davul çalınıp kapılar örtülürdü. Tatvanda eskiden Süleyman Han (Kanuni zamanında) “Zal paşa burada müfid ve muhtasar bir kala bina ettürüp derbend çalınır olmuştu”.

       Tabl-ı Ordugah Nöbetleri

       Ordugahı koruyan karakol erlerinin ve kalelerde nöbet bekleyen erlerin uyumaması için için çalınan davullardır. Bu davullar çalarken yektir Allahdiye bağırırlardı. Mahmut Şevket Paşa da bunu şöyle bildiriyor: “Orduğah ve kalada asker hal-i teyakkuz ve intibah üzere bulundurmak için davul çalınır idi. Tablzen davul çaldıkları vakit ara sıra yektir Allahdeyü bağırırlar ve davulu ol vezinde çalarlar idi” demektedir.

       Tabl-ı Yangın haberi

        Istanbulda Ağa Kapısıındaki yangın köşkünden görülen yangınlarda çplınan davullardır.

       Tabl-ı Lağım Bulma

       Kale kuşatmalarında düşmanın, kale duvarlarını yıkmak için lağım kazıp kazmadığını anlamaya yarayan hassas davullara denir. Bunlar, yere dikili iki ağac üzerine oturtulur ve üstüne çomağı bağlanır. Tokmak titrerse düşmanın kazma faaliyetinde bulunduğu anlaşılır ve derhal karşı önlem alınırdı.

        Türkler bu yönetimi Kanuni Sultan Süleymanın Rodos kuşatması sırasında bulmuşlar ve uygulamışlardır.

        XVII yüzyılda da davul içine darı ve büğday koymak suretiyle düşman lağımları araştırılmıştır. 1657de Kazakların Özü kalesini kuşattıklarında, kalede bulunan Evliya Çelebi “Lakin onların lağım hilelerinden havf edüb kalanın içinde, divanlarında lağım yerleri arayup, kala divanları üzerine davullar koyup, davulların içine darı ve buğday döküp lağım hilesi gözetirdik. Küffar kala temelinü kazıp lağım ederse, davullar üzere darılar lağımcıların külüngü darbesinden sıçraşırlar, hamdullah öyle bir lağım hilesi duyulmadı” diyor.

        Tarihin ilk çağlarından beri Asyada Hunlar, Mezarotamyada Sümerliler tarafından kullanıldığı anlaşılan davulları, Romalılar çarpıştıkları Hun ve Avarlarda görmüşlerdi. Avrupaya geçerek tanıtılıp yerleşmesini sağlayan ise XVI yüzyılda Osmanlı Türkleri olmuştur. Türk ordu mızıkasının baş sazı olan davul Avrupada “Turkische trommel” ve “tambour des Turcs” diye anılmaya başlamıştı. Osmanlı mehterhanesinden örnek alınarak Avrupada kurulan takımlardan, sanat musikisine de geçmişti. Bestesi Gluck, Mekke hacıları Operasında 1764 yıllarında davula yer vererek eserin içinde zille birlikte icra ettirmişti. Yakin Doğu memleketlerinde de daul, türklerden kalmalığını ismi ile birlikte sakladı: 1809da davula Mısırda “tabl Tourky” (tabl-ı Türki) libyada "toultanen Dourgnı (tabl-ı sultan-i Türki)" deniyordu. 1778–dan 1854e kadar geçen sürede, Villoteau, Mozin, Boistse ve başkanları tarafından davulların Türkmen kökenli olduğu iyice belirtilmiştir. Spontini La Vesatane (1807) ve Fernan da Cortes (1809) operalarında kullanıldıktan sonra davula orkestrada da yer verildi. Bethoven, savaş senfonisinde (1813) davula top gürültülerini canlandırtdı. Berlioz, Faustdakı Macar Marşında, Rossini ile Vagner de operlarında davul kullandılar.

Zurna ve Tarihçesi

Nefesli Türk halk çalgılarının en tiz ve en gür sesli çalgısıdır. Bu nedenle genellikle meydanlarda davul ile birlikte çalınmaktadır. Düğün bayram gibi önemli günlerde çalındığı gibi, eski Türklerin savaşlarına da katılıp mehter takımlarında da çok önemli bir yer almıştır. Üflemeli halk çalgılarının başında gelen zurnanın kökeni Ortaasya’ya dayanmaktadır. Yurdun her yöresinde açık hava çalgısı olarak davul ile birlikte yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.

Zurnanın boyu 30cm ile 56cm arasında değişmektedir. Gövde ve sipsi olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Ön yüzünde 7, arka yüzünde de 1 olmak üzere 8 adet ses perdesi bulunmaktadır. Bu perde deliklerinden başka kalak üzerinde daha küçük çaplarda “Şeytan Perdesi” denen perdeler bulunmaktadır.

Türkiye’de zurnalar doğudan batıya doğru gittikçe belirgin bir büyüme kaydettiği görülür. Büyüklük ve küçüklüklerine göre üç guruba ayrılırlar.

1. Kaba Zurna

2. Orta Zurna

3. Cura(Zil) Zurna

Zurnanın erik, şimşir ve zerdali ağacından yapılanları tercih edilmektedir


ZURNANIN TARİHSEL GELİŞİMİ
Zurna kelimesi Türkçe’dir. Farsça Sür ( düğün ) ile nüy ( düdük, boru ) kelimelerinin bir araya gelmesinden yapılma bir söz olduğu da iddia edilir. Buna ait bir iki kayıt şöyledir.
“ Nay-i Türki bazıları indine Sürnay’dır ki Türkide tarifle zurna dedikleridir. Sür ile Nay’den mürekkebdir. Sür-i ferah ve düğün ve “ iyş ü “ işaret Ma’nasındadır ve bir kavilde anifen nay maddesinde zikr olunan borudur ki Hata ve Huten Türkleri’ne mahsusdur”
“ Sürnay, Türkiide tarifle zurna derler, tabıl ile bilece çalarlar. Sür ile Nay’den mürekkebdir. Sür-i ferah ve düğün ve iyş’ü işret manasındadır. Saz-ı mezbur ekseriya düğünlerde ve eyyam-ı ferah ve iyyidde çalınmağla bu isimler tesmiye olundu ve ona sehnay dahi denir “
Bu kayıtlarda ve başka bir takım buna benzer kayıtlarda zurnanın Farsça olduğu gururla belirtilir ve Türkçe’ye sonradan girme bir kelime olduğu ileri sürülür. Halbuki zurna “ zur “ kökü ile “ na “ ekinden meydana gelmiş Türkçe sözdür. Yapılış bakımından “ turna “ kelimesinin aynıdır. “ zur “ kökü ses taklidini göstermektedir: Türkçe’de cur, yur, ır, cır, yır, sur, sar, car, şar, çar, sır, onomatopelerinin “ z “ ile başlayanından başka bir şey değildir.Sümerce’de sur, sir, ser kelimelerinin tegonni manasına alındığını biliyoruz. Görülüyorku bu kelimeler Sümerce’den beri müsiki ifade etmektedir. Hece başındaki ve ortasındaki ses değişmeleri kelimelerin mortolojik birliğine halel vermiyor.
Zurna kelimesinin Kalmuklar’da “ Zurr “ olarak bulunuşu ve muhtelif Türk lehçelerinde zurna adlarındaki ittıratsızlık da zurna’yı onometope olarak göstermektedir. “ Sırnay “ , “ Surnay “, “ Zurnay” ( kazan ), “ Sarna “ = “Sorna” ( Azarbaycan ).. “ San “ ve “ Sarna “ kökünden gelen “ Sarın “ = Teganni ( Şor, Televt, Kırgız lehşeleri ), “ Surnamak “ = şarkı söylemek (Karaim lehçesi ) kelimelerinden de zurna’nın ses taklidinden yapılma Türkçe bir söz olduğu anlaşılıyor
Çift - dilliler’in umumi adı Surna ( Zurna )’dır. Oldukça eski bir alet olan Surna’nın bilhassa yakınçağlarda Kaba, Cura, Asafi, Şihabi, Acemi....... gibi pek çeşitli tipleri yapılarak bir aile meydana getirilmiştir.
Zurna sazının Avrupa’ya pek erkek geçtiği ve “ Havbois “ ve başka adlarla orada tekammülünü tamamladığı tahmin edilir. XVIII. yy’da Avrupa’nın Türk Mehter Musikisi’ne dikkatle eğildiği sıralarda bestekarlar zurna işleyişli ezgilerini yazmaya başladılar. Zurna’ya verilen “ Cor des Turcs “, “ Cornet des Turcs “, “ Corne Turc “ isimleri bu yüzyılın mahsulüdür. Macaristan’da ise zurna Türkler’den gelmeliğini ve “ Török sip “, “ Taragato sip “ isimlerinde muhafaza etti.
Zurnazen Minyatür 15 -18 YY

Sibirya’nın öbür uçunda yaşayan Yakut Türkleri bile “ surna “ adıyla bu çalgıyı kullanırlardı. Gerçi öz Türkçe’de “ z “ ile başlayan söz yoktu ama, “s”’nin zeleşmesi ve zeli yansıtma kelimeler epey olmuştur. Zurna en ünlü halk kelimemizdir. İran’daki Türkmenler dahi zurna deyip, asıl İranlılar halen “ surna “ nın sonuna y bulundurmadan kullanıyor ve yazıyor. Esasen onların halk dilinde “ nay “ flüt, fakat “ ney “ kamış demektir. Surna’nın “ dernek neyi “ sanılması dilcilik bakımından halk etimolojisinden başka bir şey değildir. Zurna, zurnamak ( zurlamak ) yansıtmasının baş kısmı mahiyetindedir.(Zırlamak kaba düşmüştür ) ; Turna yapısında Türkçe sözdür. Sonundaki na eki Farsça nay olamaz, çünkü kelime o dilde yoktur.
Eski Ferhenk kitaplarında Surna’nın öbür adı “ nay-i türki “‘dir ki, menşee atıftır.
Rusça’da ve Kafkas dillerinde hep zurna söylenişiyle bilinir. Yunanistan’da zurnas , Arnavutça’da zurne olmuştur. Gürcü konuşmasında “zurna “ varsa da., onlar boruya zurnavi derler. Asya’da cura zurnaya “zurnayçe “ derler; bu ad Farsça’da yoktur. İran’da bilinmez. Asya’da baştan başa zurna vardır. Macarların “ torok-sip “ ( taragato sipsisi ) ve “ haborn sip “ dediği çalgıya “ Ragoczpfeife “ de denilmiştir. Rakoci düdüğü demektir, zurnadır onun cura boyudur. Macarlar Kabazurna’ya “ taborsip “ ( davul sipsisi) derlerdi. Rusya’da “ zurna, vaktiyle Tatarlar’dan gelip ordu mızıkasında yer almıştı “ Çince’de “ r “ bulunmadığı için onlar “ su - na “ derler.
Şimdi dikkat edelim: Asya’nın Türkçe diyeklerinde sarnamak, sarrına gibi fiiler ezgilemek demektir. Mesela, Kaybol Türkçesin’de sarancı, şarkıcı ezgici anlamıyla vardır.Bir Türk diyeleğinde sarra, doğrudan doğruya zurna demekmiş. Zurna’nın menşei Orta Asya ve adının bir yansıtma olduğu her şeyden seziliyor.
Yaylı ve tezeneli çalgılar gibi, sepki ve ötkü çalgılar da Türk kültür tarihi açısından araştırıldığında türlü problemlerle karşılaşılıyor.
Mesela : zurna adının Farsça “ sur “ ( düğün, dernek ) ve “ nay “ (kamış) kelimelerinden birleşildiği ferhenklerde o kadar tekrarlanmıştır ki, Kaşgarli Mahmt’un onu Türkçe sözler arasına almasına o yorum engellik edebilirdi. (Arapça kadar Farsça da kaynağından ana dili gibi biliyordu ) Öktü çalgısı olarak Sıbızgu ( ar, el-miramar ) ve borgu ( ar, el-buk )’dan göz açmada yetindi. ( M.XI. yy. )
İbn-i Mühenna’da ferhank yorumunun etkisi altındadır. Lügatının Türkçeler bölümünde Arapça “ el - burgi “ karşısında burgucu, Moğolcalar bölümünde “ el enbübe “ karşılığı boru adlarını verdiği, bug çalana Moğalların da burgucu ( sorgucu ) dediğini halde, zurnaya yer vermiyor ( XIV. yüzyıl. ). Halbuki zurna M. X. yüzyılda bile Asya’da davulun arkadaşlığı ile yaygındı. ..
Karşımıza şu sorular çıkıyor ;
1.) Surna, Farsça’ya göre ters düşen bir istinadır. Çünkü Galatat adlı kitapta şöyle deniliyor ; “ surnay’ın aslı nay-i sur olup, alemiyete nakilde muzafı ileyhin takdimi ve harf-i sav ile surnay olmuştur “
2.) Birleşiminin “ sur “ kısmı mesela siketik bir kelime olamazmıydı? ( hatırla : Sur-i israfil ) Yahut, eski Yunancanın ( syrinx “ ( oku-surink ) çeşidi? Tepesinde kamış takılı çeşidi?- Doğudaki Karaçuk kentinin Farsça adıyla Farabi diye ünlü bir Türk Hekimi’nin “ kitab-ül Musiki “ adlı arapça telifinde sözü geçen çalgının adı surnay, kimi de suryani diye yazılıdır. Suriye ney-i mi kestedilmiştir? - Hayır.
3.) Başka bir mesele ; Ferhenklerden surnanın ikinci bir adı “ may-i türki “ dir ve Fars şiirinde bu atıf geçmiştir. Hem de Türk’ün savaşçılığını anan şiirdir.
Surnay birleşimindeki “ sur “ üstteki maddelere göre istifhamlı kalınca “may “ kısmı da şüphe edinir. En eski kaynaktan Türkçe’ye göre düşünürsek, mesela ; kelimenin “ na “ eki Farsça may değildir ki zurna da bu tipte bir Türkçe kelimenin sonunda “ y “ esi hiçbir zaman bilinmemiştir diyebiliriz.
5.) Farabı’nın asırdaşı Harezmi, “ Mefatih-ül İslam “ ansiklopedisinin musiki bölümünde şöyle diyor : “ Sırnay, suffare’dir ve keza yerağ’dır “ Sırnay, ötrö hareketiyle surnay da okunabilirse de, bu doğrumudur? Anadolu’dan Halimi’nin “ Bahrülgaraib “ tercümesinde şöyle deniliyor ; “ Sirna, zannı ile tahfif edüp zurna derler “ ( XV: yy. ortaları ) Musikici hayatları kitabı “ Atrab-ül Asar “ ‘ın yazırı Musikışinas Şeyhulislam Esad Efendi şöyle diyor ; “Sipsi, kürekçiler beyninde nizam vermek için gemi ve çektiride çaldıkları düdük makulesidir. Arabısi hanek ve Hubruka’dır. Farissisi sirnay’dır, Sıne, nışe’dir. “ Görülüyor ku, Farsça’da surnadan başka bir de sirnay SİRNAY varmış. Kelimenin baş harfi esre okumak gerektiğini Halimi ururla belirmiştir. Esad efendi de esre harekeliyor, ayrıca da ZURNA maddesinde “ bu kelimenin Arapça imlası sunnaç olduğunu ( ki cim harfi g’de konabilir ) Arapça’da buna saffare de denildiğini, Farsça’da hakı, şahnay ( şehnay ) anlamdaşları bulunduğunu ayrıca düzey yaput surgin ve sungin, bir de surna’nın zurna olduğunu “ yazarak : galiba türkide olan zurna iş bu sunnadan galattır “ diyor .
Zurnanın çeşitlerini görüp kıyaslayarak incelemek genel orgonolojinin ayrı bir problemi olarak himmet beklemektedir.
Haritası dünya çapındra olan zurna tipi hakkında sorumluluk böylesine çatallı olunca, Boru, Buk, Kacal, Çifte Kaval, Tulum Zurna gibi türlerin problemleri ona göre baştan tasarlanabilir. Şu veya bu türün çağları arasında uzun ömürlü standart tipler mevcut olabilmişmidir?
Çeşitler, bir yandan türlü imkanlar ile ülkeden ülkeye yayılarak kimi gelişir, kimi fakir düşüp düdükleşir ve hatta tip değişikliğine uğrarken; bir yandan da adları dilden dile çetrefil haller alıyor, etimoloğu şaşırtıyor, onu yanlış yorumlara saptırıyordu. Misalı yine zurnamızdan alalım; Çin dilinde “ e “ sesi hiç bulunmadığı halde zurnaya sü-na, yahut süo-na veya hatta soü-ol-nay deniliyormuş.
Çeşitli boyları da türemiş , Asya’nın bir Türk lehçesinde sarra, zurnadır. İslam dillerinde “ surla “ adı gerçi başka bir düdük çeşitine geçmiş görünüyor ama, çeşit farkı yüzünden etimolojisi de işbucaya bağlı ve ayrı tutulmuştur v.s...
Kimi de kelimeye takılan sıfat ekleri dilce açık olduğu için intikal yollarında sarahat var : Mesela; Fransız şarkıyatçısı Willoteau geçen yüzyıl başında Mısır’da “ kaba zurna “ ile “ Cura zurna “ ikiliğini bulduğundan adlarının Türk kültürüne aidiyeti açıktır.

Zurnazen 18 yy

Anadolu kültürü dışında Miladi onuncu yüzyıl, ve hatta daha önce zurna adı metinde geçer. Firavunlar devrinin Mısır’ından kabatmada resmi bulunduğu için, yakın doğudan kıdem derinliği biliniyor. Yunan’a geçmiş: tepesine kamış takılı aulos tarifi vardır. Asyalı’lar taş üzerine resim kazınmasını İlkçağ’da bilmediklerinden oralardan arkeoloji belgeleri yoktur.
Anadolu’dan zurnayı anmış en eski Türkçe kayıtlar bulunabildiği kadarına göre XIV: yüzyıldandır : Mesela Dede Korkut hikayelerinde “ zurnacı “ ile “ nakkareci “ düğün türeni münasebetiyle iş başında anılırlar. İbn-i Batuta, Anadolu Ahı tekkelerinde konuk kaldıkça esnaf keşekküllerinin ve efelerin her yerde davul zurnasını dinliyor. Asya ve Kırımda da tabl-i han’lar görüyor. Hatta zurnaya Faslılar’ın kullandığı gibi “ gayda “ denildiğini işaretliyor.

Hemen Ara